Ana içeriğe atla

Tercihlerimiz

Tercihlerimiz?

Oyuncu mu? yoksa Seyirci mi? Olmak.

Seçeneklerimizin belirleyicileri nelerdir?

Futboldan örnek vermek gerekirse,

Bazen öyle bir seyirci oluruz ki, büyük takımlardan birinin 40 yıllık amigosu oluruz, holiganından- en beyefendi taraftarına, 7 den 70 e herkesi tek hareketiyle maestro gibi yönetebiliriz. Ya da tribünde yerini almış, maçı izlemekten çok taraftarları izleyen sıradan bir seyirci de olabiliriz. Tercihe göre değişir. Bazen öyle bir oyuncu oluruz ki, yürümeye başladığından itibaren top teper, aile, okul, mahalle yaşantısı hak getire öyle bir tutkuyla topun peşinden koşar, profesyonelleşince günde 8 saat kişisel idman yapmaktan hiç yorulmayız. Hani öyle oynarız ki teknik direktöründen, yönetimine, taraftarından amigosuna herkes bu becerikli oyuncunun bir hareketine, ağzınızdan çıkacak bir sözünüze bakar. Ya da yetenekleriyle futbolcu olmuş, ‘’abamı atarım nerde olsa yatarım’’ düşüncesiyle sorumluluk sahibi olmayan, nerede olduğu belli olmayan, her maçta itirazlarından dolayı kart gören, gece hayatının hızlı playboyu, ama sahada silik bir oyuncu da olabilirsiniz. Tercihe göre değişir.

Siyasi düşünce akımlarından örnek vermek gerekirse,

Karl Marx’ın siyasi düşüncelerinden etkilenmişseniz işçi sınıfının hakları peşinde koşan, maceracı bir başkaldırı ile proletaryayı burjuvaya karşı kışkırtan biri olursunuz.

Şimdilerde pek kalmadı ama bir faşistseniz, gözü pek, atak, dayatmacı ve radikal bir milliyetçi olursunuz.

Liberalseniz herkesin zaten liberal olduğunu düşünürsünüz. Sermayenin gücünü devlet otoritesinden bile üstün görür paranın gücü ile neler yapılabileceğini, bireyin özgür olmasını bağlı bir dünya görüşündesinizdir.

Dindar biri iseniz, konuyu yaratıcının varlığına birliğine bağlar huzur ve mutluluk için yaratıcının yolunda biri olursunuz. Tercihlere göre değişir.

Örnekler uzar gider……

Yaşamda oyuncu ya da seyirci olmak bulunulan yere, yaşadığınız zamana ve tercihlerinize göre değişir. Yaşam ‘’Seyirci isek yokuz, oyuncu isek varız’’ demek gibi bir şey değildir. İster oyuncu olalım, ister seyirci, bizler en azından kıyısında köşesinde bile bulunmak var olmak isteriz; dolayısıyla bu sorunun cevabı tercihlere göre değişir. Hatta seyirci bile olmayı tercih etmeyebilirsiniz. Daha da ileri gidip, oyuncu olup seyircinizin bile olmasını istemeyebilirsiniz.

Seçeneklerinizin belirleyicisi,

Tutkularınız ve heyecanlarınız.

Konu ile ilgili yeterliliğiniz. (öğrenmek ile çalışmak ile olur)

Yeterli zaman, yeterli ekonomik güç, yeterli enerji

Başarmak, gerçekleştirmek için iradeniz ve gücünüz.

‘’Ne yapmak istediğiniz? Nerede kendinizi bulduğunuza? Neyi aradığınıza? Tutkularınızın neler olduğuna? ’’ göre cevaplar değişir. Bu cevapların zaman içinde tutarsızlık göstermesi de en büyük gelişme ve olgunlaşma alametidir.

Benim bugünkü fikrimi soracak olursanız uzun bir dünya turu seyahatine çıkmak istiyorum. Çünkü yolda kendimi buluyorum. Bazen kendi içimde, bazen dışımda insanlığı ve kendimi arıyorum. Bu tutku, bende saatlerce yerimden kalkmayacak şekilde rotalar çizmek, çalışmalar yapmak, bir şeyler yazmak, kitaplar makaleler okumak için kendiliğinden sebep oluşturuyor. Ama pandemi var ve bilim kurulu ‘’ gerekli somut önlemlerin alınması için hükümete tavsiyede bulundu. Hükümetin somut önlemlerini dinlemek için Akşam saat 19:30 u bekliyoruz. Şuan değişimin tam ortasındayız. Ben evimdeyim. Saygı duyduğum bir abim kısa bir tweet attı şu an ona cevap veriyorum.

17/11/2020

Saygılarımla

Mehmet Baba

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eyvallah

Hiç kimseye eyvallahı olmayan kişi en kral insan tipidir. Genelde bu tipler pek sevilmezler. Çünkü size muhtaç görünüp, egonuzu şişirmenize yardım etmezler. Pek sevilmediklerinden dolayı arkalarından konuşanlar, onlara umursamaz, duygusuz, nankör gibi sıfatları kullanırlar akabinde bunu anlayan eyvallahı olmayan kişi gerektiği zaman hadsize, haddini bildirir.   Eyvallahı olmayan bu insanlar, egolarını şişiremeyen sıradan kişiyi öteledikçe,   verdikleri tepkilerden dolay narsist olarak da algılanabilirler. Egosunu şişiremeyen kişiler kibar bir tavırla onu düşünüyormuş gibi yapıp, antin kuntin negatif fikirlerle onu aşağıya doğru çekmeye çalışır. Eyvallahı olmayan insan, genelde bu oyuna gelmez.   Hani bu aşırı çıkarcı insanların, hiçbiri çıkıp ta ‘’Biz her şeye tamam dedik te ne oldu? Başımız göğe mi erdi? Bırakın bu arkadaşta doğru bildiğinin arkasında olsun onu da bu şekilde kabul edelim’’ diyemezler. Bu yüzden her önüne gelene ‘’Eyvallah’’ edilmez. Dengeyi bulmak iyidir

Saygı Üzerine

Saygıdan eğitime Türkçe karşılıkları, Geo: Yer,   Teo: Tanrı, Kozmos: Evren, Mythos: Mit, Bio:Canlı, gibi sonuna eklenen   –Loji …..   sayesinde, bir araya gelince anlamlı birleşik bir çok kelime ortaya çıkar. Bu birleşik kelimeler, bir çalışma alanı ve akademik disiplini ifade ederler. –Loji sözcüğü; eski Yunan da akıl ve söz kelimelerine karşılık gelen ‘’Logos’’ , anlam olarak ölçü ve hesaplama demektir. Hesaplanmamış, ölçüsüz bir akıl da, söz de olmaması gerekir. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusuna da saygı denir. 21. yy. Homo Sapiens’in (uygar insanın) en önemli vasıflarındandır. Dolayısıyla ciddiye alınmak istiyor isek düşüneceğiz sonrasında saygılı bir şekilde, iletişim araçlarını kullanacağız. Herhangi bir kişiye herhangi bir konuda ölçüsüz ve hesapsız bir şekilde ’istediğimi söyleyebilirim’ keyfiyeti içine girerseniz, iletişiminizi kaybetme, ciddiye alınmama, engellenme, dışlanma olasılığını da göz önünde bulundurmalısınız. Bu durum karşı tarafın özgürlüğü d

Aylık Görüntülenme sayısı