Ana içeriğe atla

Geleceğin Ekonomisi


İnsan topluluklarının yaşamını devam ettirebilmek için, üretme ve ürünleri farklı şekillerde paylaşma biçimlerinin temelinde,  insanların birbirleri ile ve çevreleriyle olan ilişkileri vardır. 

Bugün itibariyle, tarihinden başlangıcından bu yana artan 8 Milyara ulaşan dünya nüfusu ve 200’den fazla sayıya ulaşan irili ufaklı devlet bulunmaktadır.

Devletler, hala büyümek ve gücünü devam ettirebilmek için, dünya kaynaklarının sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğunu bilmelerine rağmen yine de istedikleri kadar kaynakları yağmalayabileceklerini düşünmekteydiler.  

 2019 yılının kasım ayında ortaya çıkan Covid 19 virüsü, tüm dünyayı önceden planlanmış yeni bir ekonomi modeline farkında olmadan geçirdi. İnsanlar evlere kapanmak, daha az enerji kullanmak, zorunda kaldılar.  İşyerleri ise, hedeflenen karları yapmak yerine, ayakta kalabilmenin, varlığını devam ettirebilmenin derdine düştüler.  Dünyanın soğutulduğu bir yıl oldu ve soğuma hala devam etmektedir.

 Çevresel risklerin ve ekolojik kıtlıkları azaltmanın, hedef olduğu sonucunda toplumsal refahın ve sosyal eşitliğin arttırılması gerekliliği ortaya çıktı.  Bu durum tüm insanlığı memnun edecek tek sistem olarak elde kaldı.

* Kaynakların etkin kullanımı

*Düşük karbon salınımı

*Sosyal sorumluluklar

Yeni dünya düzeninin sloganları oldu.

Milattan öncesi yıllardan 1800’lere kadar monarşi - İmparatorluklar ve sömürgeci devletlerin,

Birinci Dünya Savaşından İkinci Dünya savaşına kadar faşist devletlerin ve ulus devletlerin,

1980’lere kadar çift kutuplu Kapitalist ve Komünist devletlerin hepsinin hedefi;

Nüfus artışı ile büyüme, milli gelir, verimlilik ve karlılık artışı ile dünya rezervleri hunharca tüketilmesi üzerineydi.

İnsanlık, her bir modele geçiş evresinde; dünya savaşları, ekonomik krizler, darbeler, savaşlar, yönetim değişiklikleri gibi çok büyük sancılar çekti. Bu sancılar bir sonraki levele geçişte, eskide kalanlar üzerine şiddeti artarak uzun süre etki etmiş olmasına rağmen eninde sonunda kabul göreceği, varmak istediği noktaya gelmiştir. 

Son milenyuma kadar İmparatorluklar-ulus devletler- faşist -sosyalist - kominist kapitalist-devletler doğayı hiç dikkate almadı.  

Peki Son dönemde insanlık nasıl  level atlayacaktı? 

2000’li yıllardan sonra Çin’de malzeme maliyetlerinin düşüşü ve verimliliğin,  diğer ülke ekonomilerine karşı, müthiş yükselişinin önünün kesilmesi için, tek bir çare kalıyordu. Algoritmalarla çalışan yapay zeka ve her işi gören robotlar. Yapay zekanın ve algoritmaların çalışması için gereken bilgi ve veriler sosyal medya yoluyla toplandı. Sosyal medyanın veri toplamak amaçlı kurulduğu ve başarılı bir şekilde tüm dünya tarafından kullanıldığı gerçeği ile yüzleştik. Yapay zeka ve robotlar verimliliği % 100 e çıkardıklarında tüm dünyanın kabul ettiği, emek odaklı ekonomik sistemde çökmüş olacaktır. Elde sadece kaynakları etkin kullanan, çevresi ile uyumlu,  doğaya saygılı bir model geliştirmek zorunda kalınacaktır. Bundan sonra eskisi gibi olmayacaktır.

Özellikle Pandemi sonrası istihdam ile krizde hasar almış grupları koruyarak dünya ekonomisini yeniden canlandırmak.

Temiz enerji kullanarak karbon ayak izini azaltmak ve dengeli bir kalkınma oluşturmak.

Sürdürülebilir kalkınma sağlayarak sefaleti yok etmek dışında başka bir seçenek kalmayacaktır.

Yenilenebilir Enerji

İklim Değişikliği

Sürdürülebilirlik.

Geleceğin ekonomik modelinin temelidir.

 

Saygılarımla

29/11/2020

Mehmet Baba


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eyvallah

Hiç kimseye eyvallahı olmayan kişi en kral insan tipidir. Genelde bu tipler pek sevilmezler. Çünkü size muhtaç görünüp, egonuzu şişirmenize yardım etmezler. Pek sevilmediklerinden dolayı arkalarından konuşanlar, onlara umursamaz, duygusuz, nankör gibi sıfatları kullanırlar akabinde bunu anlayan eyvallahı olmayan kişi gerektiği zaman hadsize, haddini bildirir.   Eyvallahı olmayan bu insanlar, egolarını şişiremeyen sıradan kişiyi öteledikçe,   verdikleri tepkilerden dolay narsist olarak da algılanabilirler. Egosunu şişiremeyen kişiler kibar bir tavırla onu düşünüyormuş gibi yapıp, antin kuntin negatif fikirlerle onu aşağıya doğru çekmeye çalışır. Eyvallahı olmayan insan, genelde bu oyuna gelmez.   Hani bu aşırı çıkarcı insanların, hiçbiri çıkıp ta ‘’Biz her şeye tamam dedik te ne oldu? Başımız göğe mi erdi? Bırakın bu arkadaşta doğru bildiğinin arkasında olsun onu da bu şekilde kabul edelim’’ diyemezler. Bu yüzden her önüne gelene ‘’Eyvallah’’ edilmez. Dengeyi bulmak iyidir

Tercihlerimiz

Tercihlerimiz? Oyuncu mu? yoksa Seyirci mi? Olmak. Seçeneklerimizin belirleyicileri nelerdir? Futboldan örnek vermek gerekirse, Bazen öyle bir seyirci oluruz ki, büyük takımlardan birinin 40 yıllık amigosu oluruz, holiganından- en beyefendi taraftarına, 7 den 70 e herkesi tek hareketiyle maestro gibi yönetebiliriz. Ya da tribünde yerini almış, maçı izlemekten çok taraftarları izleyen sıradan bir seyirci de olabiliriz. Tercihe göre değişir. Bazen öyle bir oyuncu oluruz ki, yürümeye başladığından itibaren top teper, aile, okul, mahalle yaşantısı hak getire öyle bir tutkuyla topun peşinden koşar, profesyonelleşince günde 8 saat kişisel idman yapmaktan hiç yorulmayız. Hani öyle oynarız ki teknik direktöründen, yönetimine, taraftarından amigosuna herkes bu becerikli oyuncunun bir hareketine, ağzınızdan çıkacak bir sözünüze bakar. Ya da yetenekleriyle futbolcu olmuş, ‘’abamı atarım nerde olsa yatarım’’ düşüncesiyle sorumluluk sahibi olmayan,

Saygı Üzerine

Saygıdan eğitime Türkçe karşılıkları, Geo: Yer,   Teo: Tanrı, Kozmos: Evren, Mythos: Mit, Bio:Canlı, gibi sonuna eklenen   –Loji …..   sayesinde, bir araya gelince anlamlı birleşik bir çok kelime ortaya çıkar. Bu birleşik kelimeler, bir çalışma alanı ve akademik disiplini ifade ederler. –Loji sözcüğü; eski Yunan da akıl ve söz kelimelerine karşılık gelen ‘’Logos’’ , anlam olarak ölçü ve hesaplama demektir. Hesaplanmamış, ölçüsüz bir akıl da, söz de olmaması gerekir. Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusuna da saygı denir. 21. yy. Homo Sapiens’in (uygar insanın) en önemli vasıflarındandır. Dolayısıyla ciddiye alınmak istiyor isek düşüneceğiz sonrasında saygılı bir şekilde, iletişim araçlarını kullanacağız. Herhangi bir kişiye herhangi bir konuda ölçüsüz ve hesapsız bir şekilde ’istediğimi söyleyebilirim’ keyfiyeti içine girerseniz, iletişiminizi kaybetme, ciddiye alınmama, engellenme, dışlanma olasılığını da göz önünde bulundurmalısınız. Bu durum karşı tarafın özgürlüğü d

Aylık Görüntülenme sayısı